Her yıl 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü’nde, yaşlılığa dair farkındalığı artırmak ve yaşlanan nüfusumuzun haklarını savunmak önemli bir meseledir. Bu yıl Antalya’da düzenlenen konferansta konuşan Alzheimer Derneği Antalya Şube Başkanı Doç. Dr. Ebru Barçın, yaşlanma sürecinin sadece gelişmiş ülkelerde değil, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde de çok hızlı bir şekilde ilerlediğine dikkat çekti. Bu gelişmeler, toplum olarak bizleri hazırlıksız yakaladı ve bu noktada atılacak adımlar son derece kritik hale geldi.
Dr. Barçın’ın vurguladığı gibi, insan ömrünün uzadığı bir dönemde yaşıyoruz. Bilim ve teknoloji alanındaki ilerlemelerle birlikte, yaşam kalitemiz artıyor. Ancak yaşlı nüfusun artışı, toplum olarak bazı sorunlarla yüzleşmemize neden oluyor. Bu sorunların başında, yaşlıların sağlık ve bakım hizmetlerine erişimi, yeterli sosyal ortamların sağlanması geliyor.
Konferansta dile getirilen basit çözüm önerileri, yaşlıların hayatını kolaylaştıracak önemli adımlar içeriyordu. Hastanelerde kolay randevu alabilme, çevre düzenlemeleri ile yaşlıların rahat hareket edebilmesi ve yaşlılar için özel sosyal alanların oluşturulması gibi öneriler, aslında hayat kalitesini artırmak adına büyük fark yaratacak detaylar. Toplu ulaşımda indirimler ve ekonomik destek sağlanması, yaşlılarımızın topluma daha entegre olmalarını mümkün kılabilir.
Özellikle Alzheimer hastalığının artan sıklığı, bu alanda kaliteli bakıma olan ihtiyacı da beraberinde getiriyor. Dr. Barçın, Alzheimer hastalarına yönelik bakımevlerinin sayısının artırılması gerektiğini belirtirken, bu merkezlerde çalışan personelin yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olmasının önemini vurguladı. Bu tür önlemler, hem hastaların hem de hasta yakınlarının yaşam kalitesini artıracak, sağlık hizmetleri sistemimizi güçlendirecektir.
Alzheimer hastalığını önleyici, erken teşhis edici yaklaşımlar geliştirmek de büyük bir önem taşıyor. Dr. Barçın, sağlıklı yaşam önlemlerinin, erken dönemde kontrol altına alınan sağlık sorunları ile birlikte hastalığa yakalanma riskini %30 oranında azaltabileceğini belirtti. Bu durum, toplum olarak sağlıklı yaşam biçimlerini benimsememizin ne denli değerli olduğunu gözler önüne seriyor.
Yaşlılarımız, toplumsal hafızamızın ve geçmişimizin en kıymetli parçalarıdır. Onların yaşam standartlarını yükseltmek, hak ettikleri değer ve saygıyı onlara sunmak bizim sorumluluğumuzdur. Devlet, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları, yaşlılarımızın daha iyi bir yaşam sürmeleri için iş birliği yapmalı ve üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir.
Sonuç olarak, bilinçli yaşlanma ve Alzheimer farkındalığı, sadece bir etkinlikte konuşulan konular olmaktan öte, günlük yaşamımızın bir parçası haline gelmelidir. Bu konuda toplum olarak atacağımız adımlar, geleceğimiz için son derece önemlidir. Unutmayalım ki, sağlıklı bir toplum, sağlıklı bireylerden oluşur. Bu bilinç ile hareket etmek, geleceğimiz için atılacak en değerli adımdır.