Denizli, bir su krizinin eşiğinde ve bu durum, kentin hazırlıksız ve etkisiz yönetimiyle yüz yüze kalmasının bedelini ödediğinin açık bir göstergesi. Akbaş Barajı’ndan içme suyu alımının durdurulmasıyla birlikte, 400 bin kişinin su ihtiyacının tehlikeye girmesi, yalnızca bir tesadüf değil, aynı zamanda yönetimsel bir zaafiyetin kaçınılmaz bir sonucudur.
Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nun açıklamaları, bu durumun ciddiyetini ortaya koymakla birlikte, bir başka gerçeği de gözler önüne seriyor: Şehirde yaşayanlar artık yönetimden daha fazla su, daha fazla hizmet talep ediyor. Ancak geçmişteki yönetimlerin veya özellikle önceki belediye başkanlarının hataları, bu su krizinin temelinde yatıyor. Geçmişte yapılmış olan hatalı politikalar, bugünkü yönetimin elini kolunu bağlıyor gibi görünüyor.
Akbaş Barajı’ndaki su seviyesinin düşmesi, yıllardır süregelen kötü su yönetiminin bir sonucudur. Su rezervlerinin doğru bir şekilde yönetilmesi, iklim değişikliği gibi global sorunlara karşı önlemlerin alınması ve altyapı yatırımlarının zamanında yapılması gerekirken, geçmişte yapılan hatalar ve yeterli foresightedlikten yoksun kararlar, bu noktada Denizli halkını endişeye sevk ediyor.
Çavuşoğlu’nun su tasarrufu çağrısı elbette önemli; ancak bu çağrı, halkın daha önce nasıl bir yönetim anlayışı ile yüzleştiğini göz önünde bulundurduğunda, içi boş bir retorikten öteye geçmiyor. Önceki yönetimlerin yapmadığı yatırımlar, bugünkü belediye yönetiminin sorunları çözme kabiliyetini çok daha zor hale getirmektedir. Denizli’nin su sorununu çözmek, sadece bireysel tasarruf çağrılarıyla değil, ayrıca sorumlu ve sürdürülebilir bir su yönetimi ile mümkündür.
Denizli halkının günümüzde yaşadığı su sıkıntısı, sadece şu anki yönetimin sorunu değil. Bu, geçmişteki yönetimlerin de ihmalkarlığının bir yansıması ve bir davranış biçimidir. Geçtiğimiz yıllarda su kaynaklarına yapılan yatırımların yetersizliği, uzaktan görülebilen bir belirsizliğe sebep oldu ve bu belirsizlik, şimdi büyük bir su krizine yol açtı.
Sonuç olarak, Denizli’de yaşanan bu su krizi, yapılandırılmamış bir yönetim anlayışının, plansız projelerin ve geçmişte yapılan hataların sonucudur. Gelecek nesillere daha temiz ve kaliteli su temininde bulunmak adına, yönetimin sorumluluk alması ve somut adımlar atması şarttır. Denizli halkı, bir su krizine değil, sürdürülebilir ve planlı bir yönetime ihtiyaç duymaktadır. Bu bağlamda, tüm yöneticilerin geçmişin hatalarından ders alması ve geleceğe yönelik sağlam adımlar atması beklenmektedir.