Denizli'ye bağlı Başkarcı Dağı'nda meydana gelen orman yangını, altıncı gününe girmişken hala kontrol altına alınamamış durumda. Bu durumu kabul etmek, yangının büyüklüğünü ve yetkililerin müdahale konusundaki yetersizliklerini bir kez daha gözler önüne seriyor. Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey ve Denizli Valisi Ömer Faruk Coşkun'un açıklamaları, durumu kurtaracak bir planın eksikliğini ortaya koyuyor.
Yangının sarp ve kayalık bir arazide çıkmış olması, arazözlerin yangına müdahale etmesine engel teşkil ediyor. Ancak bu durum, afete karşı hazırlıksız olunmasının bir bahanesi olmamalıdır. Türkiye’de orman yangınlarıyla mücadelede tecrübe ve teknoloji kullanımı son yıllarda önemli derecede arttı. Dolayısıyla, yeterli hava araçlarının temin edilmesi ve yerel ekiplerin bu araçlarla desteklenmesi, bir zorunluluk haline geliyor. Hava müdahalesinin yetersiz kalması, gece boyunca alevlerin devam etmesine ve yangının kontrol altına alınamamasına neden oluyor. Bu noktada, TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca'nın talebi olan gece görüşlü helikopterlerin, acilen bölgeye gönderilmesi gerektiği bir gerçek. Gece saatlerinde yangınla mücadelede vatandaşların tek başına kalması, ciddi bir risk faktörü olarak karşımıza çıkıyor.
Denizli Orman Müdürlüğü’nün ve valiliğin, yangınla ilgili kriz anında ne kadar hazırlıklı olduğu ciddi şekilde sorgulanmalıdır. Yangının çıkmasından hemen sonra 13 dakika içinde ilk müdahalenin yapıldığı iddiası, yangının kısa sürede kontrol altına alınamadığı gerçeğini örtmüyor. Hızlı ve etkili bir müdahale olması gereken durumda, arazinin zorluğu ve yetersiz hava desteği gibi bahanelerle geçiştirilen açıklamalar, halkın güvenini sarsan bir durum yaratıyor.
Kesinti yaşamadan daha etkin bir mücadele yürütülmesi için, orman yangınlarına hazırlıkta eski tecrübelerin ve yeni teknolojilerin entegrasyonunu sağlamak şarttır. Bu, hem mevcut yangınları kontrol altına almakta hem de ileride benzer durumların yaşanmaması adına önem arz etmektedir. Orman Genel Müdürlüğü ve yerel yönetimlerinin, bu tür olağanüstü durumlara karşı hem gerekli donanım hem de yeterli insan kaynağı ile hazırlıklı olmaları gerekiyor.
Ayrıca, yangının yerleşim yerlerine yaklaşma riski, acil eylem planlarının uygulanmaması durumunda ciddi tehlikelere yol açabilir. Sorumluların, yangının başlangıcından bu yana yaşanan süreçte neden yeterli önlemlerin alınmadığını ve daha fazla hava desteğinin neden sağlanmadığını açıklığa kavuşturması elzemdir.
Sonuç olarak, Denizli'deki orman yangını; ağaçların yanı sıra yerel halkın hayatını da tehdit ediyor. Tüm bu yaşananlar, yangınla mücadelede yetersizlikleri gözler önüne sererken, yetkililerin acil olarak harekete geçmesi gerektiğini gösteriyor. Yangının büyümesi durumunda sonucun feci olabileceği gerçeğini unutmamalıyız. Orman varlıklarımızı korumak ve vatandaşlarımızı güvence altına almak, öncelikli hedef olmalıdır.